Ders: AK Parti
Konu: Sessiz Devrim
Konuşanlar: Kayhan Türkmenoğlu, Abdulahat Arvas
Gelmeyenler: Burhan Kayatürk, Zahir Soğanda, İrfan Kartal…
“Bölgemizde sessiz bir devrim oluyor.”
Bunu kim söylüyor?
Geçen ay “Muradiye’de petrol bulduk!” diyerek tüm basını peşine takan, ortalığı ayağa kaldıran ama bulamadan dönen AK Parti Van Milletvekili Kayhan Türkmenoğlu.
Sessiz olmalarına itirazım yok, keşke hep sessiz olsalar…
Ama “devrim” kısmına ciddi bir itirazım var. Çünkü ortada bir devrim değil, sessiz bir çöküş var.
Cola kapağını bile törenle açan bir siyasi geleneğin —hele ki söz konusu bir devrimse— bunu sessizce yapması mümkün mü?
Geçen hafta “muhabbet fedaileriyiz” diyordunuz, bu hafta “sessiz” mi olduk?
Ne oldu? Yoksa halk mı sizinle muhabbeti kesti?..
Siz konuşmadan duramazsınız.
Ayrıştırmadan, kutuplaştırmadan yapamazsınız.
Bu sizin doğanıza ters.
Bir gün bir kurdele kesmezseniz, o gece uyuyamazsınız.
Nerede bir kurdele görseniz, hemen oraya koşarsınız.
Peki, o zaman soralım:
Bu “sessiz devrim” nerede oluyor?
Halkın iradesini yok sayarak el koyduğunuz belediyelerde mi?
Yoksulluğun giderek derinleştiği evlerde mi?
Uyuşturucu kullanım yaşının 11’e düştüğü sokaklarda mı?
İki uçağın uçmadığı Ferit Melen Havalimanı’nda mı?
20 yıldır bir türlü tamamlanamayan çevre yolunda mı?
Siz, kendi sesiniz dışında hiçbir sese kulak vermiyorsunuz.
Çıkan sesi de yargı yoluyla bastırıyorsunuz!
AKP iktidarını kısaca özetlersek:
“Boş sofra, üzgün anne, ağlayan çocuklar,
Bire on, bire yüz ile akşama gebe...”
(Ahmed Arif’ten alıntıdır.)
Eğer bir devrim olacaksa, onu siz değil, Ahmed Arif’in şiirinde geçen anneler, çocuklar, çiftçiler yapacak.
Muhabbet yetmedi, slogan da yetmedi…
Şimdi “devrim” diyerek mi halkın dikkatini dağıtmayı planlıyorsunuz?
Ama unutmayın:
Halk bir gün gerçekten sesini yükselttiğinde,
O devrim sandıkta olacak ve devrilen de siz olacaksınız.
Kim bilir… Belki yarın. Belki yarından da yakın.
Bir Kayhan Hikâyesiyle Bitirelim:
Kayhan Türkmenoğlu, seçim çalışmaları kapsamında Van’da köyleri gezerken mikrofonu eline alır, yüksekçe bir taşın üstüne çıkar ve bağırır:
“Değerli vatandaşlar! Sessiz bir devrim yaşıyoruz! Hizmetlerimiz gözle görünmese de yürekten hissediliyor!”
Kalabalığın arasında duran yaşlı bir köylü seslenir:
“Hizmet gözle görünmüyor diyorsun; kim o hizmeti görmüş, anlatsın da biz de bilelim.”
Türkmenoğlu bozuntuya vermez, devam eder:
“Yollar yaptık, altyapı getirdik, ekonomiyi uçurduk!”
Yaşlı köylü cevap verir:
“Bizim yolumuz 30 yıllık yol. Su borusu hâlâ teneke. Ekonomi mi? Evin oğlu geçen hafta tavuk alacaktı, fiyatı görünce horoz taklidi yapıp almaktan vazgeçti!”
Türkmenoğlu der:
“Ama bu bir sessiz devrim! Belki duymuyorsunuz ama hissediyorsunuzdur!”
Köylü derin bir iç çeker:
“Devrim olsaydı çoktan görülürdü. Sizin sözünü ettiğiniz devrimin fısıltısı bile duyulmadı.
O yüzden biz buna devrim değil, reklam deriz.”