SDG Komutanı Mazlum Abdi ile Suriye’nin geçici lideri Ahmed Şara arasında imzalanan çerçeve anlaşması, Kürtler açısından tarihi bir dönüm noktasıdır. Ortadoğu’nun değişen dengelerinde Kürtlerin statüsünü güçlendiren bu anlaşma, uzun süredir mücadele veren bir halkın kazanımlarını resmileştirme yolunda attığı önemli bir adımdır.

Kürt halkı, yüz yılı aşkın süredir ulusal haklarını savunmak için bedeller ödedi. Bu, tarihlerinde ikinci kez kendi öz değerleri ve mücadele içinde olduğu tarafla bir masa etrafında oturup bir anlaşma imzaladıkları bir andır. Bir halkın direnişini, varlığını ve siyasi statüsünü resmileştiren bu tür anlaşmalar, sadece diplomatik belgeler değildir; aynı zamanda bir milletin uzun soluklu mücadelesinin uluslararası alanda kabul gördüğünün de bir kanıtıdır.

Ancak bu tarihi gelişmeyi "ihanet" olarak gören bazı Kürtler var. Sanki biri bağımsız bir Kürdistan devletini kurup Kürt halkına teslim etmiş de, Kürtler bunu reddetmiş gibi bir algı yaratılıyor. Oysa gerçek çok farklıdır. Bugünün dünyasında bağımsız bir Kürdistan’ın kurulması, sadece bir halkın iradesiyle değil, küresel güç dengeleri ve uluslararası hukuk çerçevesinde mümkün olabilir. Kürtler, bugün içinde bulundukları konjonktürü iyi okuyarak, mücadelenin sadece silahla değil, diplomasiyle de kazanıldığını çok iyi anlamış durumdalar.

Bu anlaşma, Kürt halkının yaşadığı acı dolu tarihinden ders çıkardığını, tarihin tekerrür etmesine izin vermeyecek bir bilinç geliştirdiğini gösteriyor. Büyük bedeller ödeyen Kürtler artık daha stratejik, daha akılcı ve dünya sahnesinde daha etkin kararlar alabiliyorlar. Diplomatik yollarla elde edilen her kazanım, Kürtlerin gelecekteki statüsünü daha da güçlendirecektir.

Bu yüzden bu anlaşmayı tarihsel bir başarı olarak görmek gerekiyor. Kürt halkının geleceğini belirleme hakkına sahip olması, Ortadoğu’daki dengeleri değiştirecek önemli bir adımdır. Bugün varılan anlaşma, Kürtlerin gelecekte daha büyük kazanımlara ulaşmasının önünü açan bir sürecin başlangıcıdır. Bu süreci anlamak ve desteklemek, Kürt halkının ulusal hak mücadelesine katkıda bulunmaktır.

Tarih, kazananları ve kaybedenleri yazacaktır. Kazananlar, zamanı ve şartları iyi okuyanlar olacaktır.