Bugun...


KADİR KILIÇ

facebook-paylas
TARİHİN YENİ EŞİĞİNDE KÜRT HALKI
Tarih: 14-05-2025 17:24:00 Güncelleme: 14-05-2025 17:24:00



Kürt halkının özgürlük ve demokratik mücadele yürüyüşü, kırk yılı aşkın bir silahlı direnişin ardından tarihi bir eşiğe ulaştı. Geçtiğimiz günlerde yapılan PKK’nin 12. Kongresi, sadece yeni bir stratejik yönelimi değil, örgütün kendisini feshettiğini ve silahlı mücadeleyi sonlandırdığını ilan etti. Bu açıklama kuru bir teknik karar değil; halklar ve tarih önünde verilmiş ağır, sorumlu ve devrimci bir karardır.
Bu adım, Ortadoğu’da statükoya karşı en uzun soluklu direnişi sürdüren bir yapının, halk gerçekliğine yaslanarak yeni bir mücadele hattı kurduğunu gösteriyor. PKK’nin silahlı mücadeleyi sonlandırması, Kürt halkının kanla, acıyla ve dirençle kurduğu tarihsel hafızaya yeni bir halka daha ekliyor. Bu, sadece bir dönemin kapanışı değil; yeni bir mücadele safhasının işaretidir.
Kürt halkı bu coğrafyada en fazla bedel ödeyen halklardan biri oldu. 1980’lerden bu yana süren çatışmalarda on binlerce can yitirildi. Binlerce köy yakıldı, milyonlarca insan yerinden edildi, anadili yasaklandı, mezarları bile rahat bırakılmadı. Ancak tüm bu saldırılar halkın iradesini kıramadı. Direniş biçim değiştirdi ama hiç susmadı. Şimdi ise bu direniş, silahın değil siyasetin diliyle, halk meclislerinin, toplumsal örgütlenmenin diliyle yürütülmek isteniyor.
PKK’nin bu kararı, halkın talebiyle, vicdanıyla ve ortak yaşam umuduyla buluşan bir iradenin sonucudur. Çünkü Kürt halkı geleceğini sürekli kanla yazmak istemiyor. Artık çocuklarını toprağa değil; okullara, sanat atölyelerine, üretim alanlarına göndermek istiyor. Bu kararla birlikte dağlardan ovaya, çatışmadan siyasete, ölümden yaşama bir geçiş arayışı güç kazanıyor.
Ancak bu ağır sorumluluğun yalnızca Kürtlere yüklenmesi ne ahlaki ne de siyasidir. Devletin, iktidarın ve muhalefetin önünde tarihi bir sınav duruyor. Kürt hareketi tarihsel bir hamleyle silahlı mücadeleyi sonlandırırken, devlet aynı kararlılıkla çözüm sürecini sahiplenmek zorundadır. Bu fırsat, inkâr politikalarını gömmek ve demokratik çözüm yolunu açmak için eşsiz bir andır. Aksi halde halkların umudu yeniden kırılırsa, sadece bir örgüt değil; birlikte yaşama inancı da kaybedilir.
Kürt halkının talebi açık ve meşrudur: Demokratik bir anayasa, anayasal güvence altına alınmış anadil hakkı, yerel demokratik özyönetim, kültürel eşitlik, toplumsal adalet ve barış içinde bir gelecek. Bunlar bir halkın “lüks” talepleri değil; en temel insani ve siyasal haklarıdır. Artık bu haklar için dağlara çıkılmasın, barışın dili bu talepleri dillendirmeye yetebilsin istiyoruz.
Unutulmamalıdır ki silahların susması bir barış değil; barışın ancak ön koşuludur. Gerçek barış, yüzleşmeyle, inkârın sona ermesiyle, hakikatin tanınmasıyla mümkündür. Roboski’yle, Zîlan’la, Halepçe’yle, Cizre’yle, Sur’la yüzleşmeden kalıcı barış kurulamaz. Çünkü Kürt halkı tarih boyunca bastırıldıkça daha yüksek sesle konuştu. Şimdi bu sesi, barışın diliyle büyütmek mümkün ve zorunludur.
Bu nedenle bu yeni süreci küçümsemek, “bitti” diyerek üzerini örtmek ya da kriminalize etmek isteyen tüm çevrelere karşı uyanık olmak zorundayız. Bu karar sadece Kürt halkı için değil; Türk halkı için, Araplar, Lazlar, Ermeniler ve tüm halklar için bir fırsattır. Demokratik cumhuriyetin kapısını aralayabilecek bu hamle, halklar arasında yeni bir yaşam inşa edebilir. Yeter ki bu adımı cesaretle büyütelim.
Bugün yüreğimiz umutla, ama aynı zamanda ağır bir sorumlulukla doludur. Sesimiz öfkeyle değil, iradeyle yükseliyor: Silahlar sussun, halklar konuşsun. Dağlardan ovaya, ayrılıktan ortak yaşama, yıkımdan yeniden inşaya yürüyelim. Çünkü mücadele sadece direnmek değil; barışı kurmaktır da.
PKK’nin fesih ve silah bırakma kararı tarihe not düşülmüştür. Bu karar, Kürt halkının olgunluğunu, siyasal bilincini ve barış iradesini bir kez daha göstermiştir. Şimdi söz, bu iradeye karşı sorumlu olan herkestedir. Ya bu adım sahipsiz bırakılır ve tarih bir kez daha tekerrür eder… Ya da bu adım, gerçek bir toplumsal barışın başlangıcı olur.
Tercih, birlikte yaşamak isteyenlerin ellerindedir.

Bu adım, halkların kardeşliği için atılmış bir adımdır. Bu karar, yalnızca silahların susması değil, zulmün, inkârın ve ayrımcılığın son bulmasıdır. Devrimci bir halkın iradesinin zaferidir. Bu adımın yolu, halkların özgürlüğü, eşitliği ve barışı için bir çıkış yoludur. Devrimci ruhun, umutla, inatla, direnişle ve adaletle büyüdüğü bu yolda, daha çok bedel ödenmesi gereken günler olsa da, kazanacağımız barış için bu adım bir dönüm noktasıdır. Kendi geleceğimizi inşa etme kararlılığımızın, halkların bir arada yaşama gücünün zaferi olsun!Hayırlı olsun
 



Bu yazı 1197 defa okunmuştur.

FACEBOOK YORUM
Yorum

YAZARIN DİĞER YAZILARI

YAZARLAR
ÇOK OKUNAN HABERLER
  • BUGÜN
  • BU HAFTA
  • BU AY
SON YORUMLANANLAR
  • HABERLER
  • VİDEOLAR
HABER ARŞİVİ
GAZETEMİZ

Web sitemize nasıl ulaştınız?


nöbetçi eczaneler
HABER ARA
Bizi Takip Edin :
Facebook Twitter Google Youtube RSS
YUKARI