Bugun...



Van'da ' Kürt Dili Sempozyumu ' düzenlendi

Eğitim Sen Van Şubesi tarafından “Kürt Dili Sempozyumu” düzenlendi. Yapılan konuşmalarda, anadil için verilen mücadelenin yetersizliğine değinilerek, daha fazla mücadele edilmesi gerektiğinin altı çizildi. Sempozyum iki gün 4 oturum şeklinde düzenlendi.

facebook-paylas
Güncelleme: 18-05-2025 22:08:38 Tarih: 18-05-2025 16:12

Van'da ' Kürt Dili Sempozyumu ' düzenlendi

Eğitim ve Bilim Emekçileri Sendikası (Eğitim Sen) Wan Şubesi'nin bu yıl “Dilin Sosyo-Politiği” şiarıyla 17-18 Mayıs tarihlerinde “Kürt Dili Sempozyumu” düzenledi. Wan Barosu'nun Konferans Salonu'nda sempozyuma, Kürdistan'dan dört parça ve birçok ülkeden dil bilimcileri katıldı. 

 
Konuşmasını yapan Eğitim Sen Wan Şubesi Başkanı Murat Atabay, kendi alanında anadili yasaklandığını belirterek, "Bizim Kürtçe konuşmuyor, köylerde artık Kürtçe konuşulmuyor. Eskiden dahilin isimleri Kürtçe değil ama Kürtçe konuşuyorlardı, bugünün isimlerini Kürtçe ama anadilinde konuşuyorduk. Bugün yaptığımız bir çalışmamızla konuşuyoruz. Bugün yapılan çalışmalar Kürtçenin içinde bulunarak devam ediyoruz. Bunun için çok daha önemli ve anlamlıyız" diye belirtti. 
 
'ANADİL İÇİN ÇOK ÇALIŞILMALI' ile ilgili
 
konuşan Kürtçe Dil Komisyonu üyesi çalışma Lokman Babat, sempozyumu Mayıs ayında yapmalarının önemline değinerek, "Bugün bu sempozyumu yapıyorsak bu tarihlerde canlarını vermiş olan insanlar sayesindedir. Evlerinin omuzlarına biniyor. Ancak bu çabalar tek başına dilimizi yok olma durumundan kurtaramayacak. Bunun için çokumuz" dedi. 
 
'ÖNCE ÖZGÜR OLMAMIZ GEREKİYOR'
 
Sempozyumun onur konuğu olan yazar Nezir Öcek ise, özgürlük olmadan hiçbir alanda ilerlemenin sağlanacağını dile getirdi. Bu sorun dil için de mevcut gidişatını çizen Öcek,“Yazamaz ve okuyamaz çünkü elleri kelepçelidir.Bunun için önce bizim, herkesin özgür olması gerekiyor.İnsan dildir, dil insandır.Herkesin diline sahip olması gerekir”dedi. 
 
Konuşmaların ardından moderatörlük eğitmeni Mazlûm Kanîwar'ın yaptığı oturuma, konferanslar olarak Ánne Márjá Guttorm Graven ile Dil Platformu Sözcüsü Şerefxan Cizîrî katıldı
 

NORVEÇ'TE SAMİ DİLİ 
 
“Norveç'te Sami Dili ve Kültürü” sunumu yapan Ánne Márjá Guttorm Graven, sunumundan önce Sami dilindi bir şarkı seslendirdi. Bugün sadece iki yerde Sami dilinin konuşulduğu Ánne Márjá Guttorm Graven, "Bu durum 3 bin kişiyle mümkün. Sami yerel kültür ve dili konuşulan her yerde mevcut. Dünyada Sami kayıtlı 50 ila 80 bin kişi mevcut. Yine 20 bin şu anda sadece Sami dili konuşuyor. Tüm Sami dilleri de unutulmayla yüz yerde bulunuyordu. Sadece Kuzey bölgelerinde Sami dili önemli bir oranı biliniyor. Diğer kalanlar 450 ila 450 ila 500 kişi değişmekte olup, bizim toplumdaki dillerini yaşatmaktadır. 
 
'AVRUPA'DA KÜRTÇENİN SOSYO-POLİTİĞİ'
 
Daha sonra Şerefxan Cizîrî, “Avrupa'da Kürtçenin sosyo-politiği” sunumunu yaptı. Cizîrî, "1960'lı yıllara kadar Avrupa ülkelerinin genel asimilasyon politikalarını devam ettiriyor.1960'tan sonra ise bu durum hafifledi. Özellikle İsveç'te, Stockholm'de Kürtçenin bu kadar kalıcı temel rejimin devamlılığı. ilerlemezdi.Avrupa'ya giden Kürtler dillerini çok daha özgür konuşmaları için dillerini daha da geliştirdiler.Bizim her yerde yük dil ve yolumuz uzaktır.Bunun için herkesin üzerine düşeni yapmayı" diye belirtti. 
 

Eğitim ve Bilim Emekçileri Sendikası (Eğitim Sen) Wan Şubesi'nin bu yıl 2'ncisini düzenlediği “Kürt Dili Sempozyumu” birinci günün ikinci yarısı ile devam etti. Eğitim Sen üyesi Sena Sönmez'in moderatörlüğü yaptığı oturuma katıldı; Yazar Adar Jiyan, Lal Laleş ve Gazeteci Serdar Altan katıldı. 
 
"Kürtçe dil mücadelesinde Eğitim Sen'in rolünde" başarılı olan Yazar Adar Jiyan, "Dil; bir, su ve ekmek gibi önemli. Tüm içerden karşı çıkışlara rağmen başarılı olabilen Eğitim-Sen dil konusunda çok önemli ve bir dinamizm yarattı. Bir eğitim ana dilsiz olmaz ve başarılı da olamaz. Bir çocuk doğarken anadili ile doğuyor ama eğitim dilinca asimile olmaya uğruyor. Hak Türkiye'de bazı başarılı 'yağmur yağmasın çünkü Kürtlerin de yağıyor' Bir durumdalar. 
 
'KÜRTLER İÇİN HAFIZA ÖNEMLİ'
 
"Kürt yayıncılığında Kürtçenin rolü" konusunda hizmet veren yazar-şair Lal Laleş ise, "Bizim gibi soykırıma uğratılmış bir halk için en önemli şey hafızadır. Ama nasıl giderse mücadelenin yolunu bulamıyoruz. Kürtler için önemli şey arşivdir. Kürt yayıncılığının iki noktası medrese ve dir. Biz Kürtler olarak çabuk yenileniyor ve ders alabiliyoruz. Kürt yayıncılığı 1898 Kurdistanyle." Sınırlar sadece Kürdistan'ı dört parçaya böldü, aynı zamanda dili de parçaladı. Yani sadece arşivimizin olmaması dışında arşive ulaşılacak dijital bir mecra bile yok. Şu anda 40 yayınevimizin ilerlemesi için en önemli şey çeviridir" diye belirtti. 
 

'KÜRT BASINI GÜÇLÜ BİR GEÇMİŞE ​​​​SAHİP'
 
Gazeteci Serdar Altan da “Basında Kürt dilinin hikâyesini” anlattı. Kürt basının güçlü ve güncel bir geçmişe sahip olduğunu söyleyen Altan, "Son 40 yılda büyük bedellerle önemli değerler yaratıldı. Kürdistan Gazetesi'nin dili Arapçaydı ve sürgündeydi. Aradan bunca yıl tutuluyorne rağmen bu durumda halen belirli bir boyutu ile devam ediyor; birçok yanımız halen devam ediyorn devam ediyor. Kürtçe basında her yerde, ajans, radyo ve TV'ler kurulu. Kürtçe yayıncılık aynı zamanda Kürtler arasında önemli bir dil de de. 
 
 

İKİNCİ GÜN 

 

Eğitim ve Bilim Emekçileri Sendikası (Eğitim Sen) Wan Şubesi'nin finanse ettiği 2. Kürt Dili Sempozyumu ikinci olarak devam ediyor. Nurhat Hetav'ın moderatörlüğünde yeni bir oturum düzenlendi. Duhok Üniversitesi'nden Dr. Kazhal Fedakar ve Îsmet Xabur, Kürtçenin detaylı günlük sunumunu yaptı. 
 
'KÜRÇENİN DÖRT PARÇADA DA DURUMU AYNI' 
 
Dr. Kazhal Fedakar, “Rojhilat'ta ve Sine'de dilin kullanımı ve Kürtçenin durumu” konusunu ele alan bir sunum yaptı. Kazhal Fedakar, "Sine'de herkesin tamamı Kürtçe konuşuyor ama Kürtçe resmiyette yok. İran'da çok sayıda etnik yapı ve dil var. Kürtçe bunlar içinde çok önemli bir yerde duruyor. Kürtçe İran'ın yeni dillerinden biri olarak kabul ediliyor. İran'da Kürtçe birçok önemli eser ortayı ortaya çıkıyor" dedi. 
 
Dr. Kazhal Fedakar, Kürtçe'nin kayıtlı kitapların azlığı ve Kürtçenin eğitim dilinin kesilmesinin dilden ayrılmasının en büyük engellerden birinin olduğunu kaydetti. Kazhal Fedakar, "Kürtçenin durumu neredeyse dört parçalı Kürdistan'da aynı kaderi yaşadı. Yine de Kürtlerin kendi arasında da dil bütünlüğü olmaması dilin olayların en büyük engel olduğunu" belirtti. 
 
AKADEMİLERE ELEŞTİRİ 
 
Îsmet Xabur ise, “Başûr'da Kürtçenin akademideki yeri” konulu bir sunum yaptı. Xabur, Kürtçenin sömürgeciliğinin engellendiğini, buna karşı dile gerekli önemin verilmesinin gerektiğini vurguladı. Xabur, "Dilimizin kronolojisinin önemi var, çünkü buna göre adım atmamız gerekiyor. Kürdistan'da dilin siyaseti yapılamıyor. Ne akademide ne de resmi kurumlarda bunun siyaseti yürütülmüyor. Kürdistan'da 49 akademimiz var ve sadece 13'ü Kürtçe eğitim veriyor. Yani bunların yüzde 26'sında Kürtçe var ama yüzde 73'ünde Kürtçe eğitim yok. Bu durum çok acı bir durum” diye kaydetti. 
 

AKADEMİLERE ELEŞTİRİ 
 
Îsmet Xabur ise, “Başûr'da Kürtçenin akademideki yeri” konulu bir sunum yaptı. Xabur, Kürtçenin sömürgeciliğinin engellendiğini, buna karşı dile gerekli önemin verilmesinin gerektiğini vurguladı. Xabur, "Dilimizin kronolojisinin önemi var, çünkü buna göre adım atmamız gerekiyor. Kürdistan'da dilin siyaseti yapılamıyor. Ne akademide ne de resmi kurumlarda bunun siyaseti yürütülmüyor. Kürdistan'da 49 akademimiz var ve sadece 13'ü Kürtçe eğitim veriyor. Yani bunların yüzde 26'sında Kürtçe var ama yüzde 73'ünde Kürtçe eğitim yok. Bu durum çok acı bir durum” diye kaydetti. 
 
'GEREKEN DEĞER VERİLMİYOR'
 
Federe Kürdistan'da Kürtçenin resmi dil olduğunu ancak dile getirilmesi gereken değerlerin verilmediğini söyleyen Xabur, "Bu durum dili marjinal hale getiriyor. Özellikle özel üniversitelerde Kürtçenin kullanımı konusunda bir kararın alınması gerekiyor. Kürtçenin matematikte ve diğer akademik derslerde eğitim dilli olması gerekiyor. Kürtçe bunu yeter ve artar bile. Bunun için parçanın Kürdistan'da dil birliğinin devamı ve bu daha önemli işlerin yapılması" diye

 


Sempozyumu, ikinci elde edilen sona erdi. Yazar Elif Gemicioğlu Yaviç'in moderatörlüğünde "Dilin sosyo-politik direnişi" ve "Dil, siyaset ve hukuk" konuları tartışıldı. Halkların Eşitlik ve Demokrasi Partisi (DEM Parti) Dil, Kültür ve Sanat Komisyonu Eşsözcüsü Cemile Turhallı ve yazar-akademisyen Dilawer Zeraq, son girişte. 
 
'KÜRTÇE EĞİTİM DİLİ OLMALI' 
 
“İnsan diliyle insandır” diyen Cemile Turhallı, tüm kurum ve harçların dilden bir başarıya ulaşması gerektiğini vurguladı. Cemile Turhallı, "Kürtçe büyük bir baskı altında bugün geldi. Halen bu dil tehdidi altındadır. Ulus devlet bir halkı yok etmek için önce dil ve kültür kurumlarını ele geçirir. Bunu sağladıktan sonra dil ve kültürel kontrolü üzerinden alır. Devletin günü boyunca Kürtçeyi yok etmek için büyük bir mücadele verdi, baskı yaptı. Ama Kürtler buna karşı büyük direndi" dedi. 
 
Devletin inkardan vazgeçmeyi reddeden Cemile Turhallı, "Devlet, çok kültürlü ve çok dilli olması gerekiyor. Kürtçenin eğitim dili olması gerekiyor. Dilin gösterilerinin devam etmesi gerekiyor. Dilin hikayeleri yoksa o halk da yok. Yeni süreç bunun için mücadelemizi büyütmemiz gerekiyor” dedi.
 
DEVLET NE YAPTI NE YAPAMADI?
 
Yazar Dilawer Zeraq, “Dilin sosyo-politik direnişi”ni anlattı. Zeraq, "Devlet ne istedi ve ne yaptı?" soruna ilişkin gelişmeleri belirtti: ""İlk önce dili yasakladılar, yani çevrelediler. Kürtçe yasaklandığında Türkçenin toprakları ortaya çıktı. Bu alanda gelecekte neler yapılması bekleniyordu ve buna göre politika belirleniyordu. Türkiye'nin gününde bu politika ile uygulandı. Asimilasyon başladı mı asla bitmez, ama önü kapatılabilir. 1960 yılına kadar okulların tamamı kentte görüldü. Çünkü devlet asimilasyonu önce kent merkezin başlıyordu. 1960 yılından sonra ise yavaş yavaş ilçe ve köylere kadar bunlar götürüldü. Devlet bunca şey sürdükten sonra hala bu dönüşemiyor. Bu sefer de Kürtleri, Ermenileri ve diğer hakları ötekileştirmeye geldi. 1980 darbesine kadar devlet hala amacına ulaşmamıştı ve 1982 anayasası ile Kürtçe tamamen yasaklandı” dedi
 
Zeraq, “Devlet, 1980'den sonra başaramadı ve Kürtler asimilasyon politikalarının önünü korudu. 1925-1960 yılına kadar devlete karşı pasif bir sivil itaatsizlik ilerlemesi. Kürtler evdeyken çocuklarını okullara göndermediler. Bir önemli şey daha yapıyorlar; dillerini merkezden köylere, evlere çekiyorlar. Yani dillerini asimilasyon merkezlerinin tamamından çekiyorlar. 1960 yılından bugüne kadar dilin mücadelesi durmadı” dedi.Sempozyum
 
son kaydıyla son buldu.

 

MA
 




Bu haber 471 defa okunmuştur.


FACEBOOK YORUM
Yorum

İLGİNİZİ ÇEKEBİLECEK DİĞER GÜNDEM Haberleri

YAZARLAR
ÇOK OKUNAN HABERLER
  • BUGÜN
  • BU HAFTA
  • BU AY
SON YORUMLANANLAR
  • HABERLER
  • VİDEOLAR
HABER ARŞİVİ
GAZETEMİZ

Web sitemize nasıl ulaştınız?


nöbetçi eczaneler
HABER ARA
Bizi Takip Edin :
Facebook Twitter Google Youtube RSS
YUKARI YUKARI