![]() |
Tweet |
Van'da DEM Parti ve DBP il örgütleri öncülüğünde Rojava'ya dönük SMO saldırılarını protesto etmek ve Roboski Katliamı'nin yıldönümü dolayısıyla yürüyüş ve basın açıklaması düzenlendi.
Aralarında il eşbaşkanlari ve Van Büyükşehir Belediye Eşbaşkani Abdullah Zeydan,milletvekilllerinin olduğu kalabalık Cumhuriyet Caddesi'nde yürüdü. Kent Parkın önünde basın açıklaması düzenlendi. Açıklamayı katılanlar adına DBP Van il yöneticisi Emin Kutas okudu. Kutas açıklamada şunları söyledi "28 Aralık 2011 tarihinde gerçekleşen Roboskî katliamının üzerinden bir yıl daha
geçti. Ancak, aradan geçen zaman dilimine rağmen Roboskî, bugün hala öncesi
ve sonrasıyla hafızalarımızdaki yerini koruyor. Her şeyden önce katliamda
yaşamını yitirenleri bir kez daha saygıyla anıyor, halkımızın acısını paylaşıyoruz.
Hiç şüphesiz Roboskî katliamına ilişkin acımız da öfkemiz de ilk günkü kadar taze
ve büyüktür. Aradan geçen 13 yıla rağmen Roboskî’ye hala adaletin gelmemiş
olması da bu haklılığımızın göstergesidir.
Katliamın ilk gününden bu yana yaşanan gelişmeler ve bugün varılan nokta
bizlere Roboskî katliamının ‘nasıl ve ne amaçla’ gerçekleştiğini çok daha iyi
anlatmaktadır. Siyasal iktidarın tüm mekanizmalarını devreye sokarak katliamın
üstünü örtme çabaları, yargı sürecinin sürüncemeye bırakılması, dönemin
Başbakanı Erdoğan’ın Genelkurmay Başkanı’na katliam sonrası teşekkür etmesi
ve diğerleri… Özetle; Roboskî katliamında varılan nokta; toplum vicdanın enkaz
altında bırakılması ve hesap vermek yerine inkar siyasetinde ısrar oldu. Özellikle
de katliamın baş sorumlularından biri olan dönemin Hava Kuvvetleri Komutanı
Orgeneral Mehmet Erten'e katliam sonrası ‘’başarı ödülü’’ verilmesi, katliamla
yüzleşmesi gereken TC’nin ‘Roboskî itirafı’ olmuştur.
Bu gerçeklik, inkar siyasetinin kıskacında tutulan Kürt halkına yönelik beslenen
asırlık düşmanlıktır. Bu gerçeklik, savaş politikaları altında açlığa terk edilen
yüzbinlerce Kürdün göçe zorlanmasıdır. Ya da sınır hattında kaçakçılığa mecbur
bırakılan Kürt çocuklarının savaş uçaklarıyla, zırhlı araçlarla katledilmesidir.
Tekrarlıyoruz! Roboskî ‘bir kaza operasyonu’ değildi! Roboskî, ikinci yüzyılını
yaşayan inkar siyasetinin trajik sonuçlarından sadece biriydi.
Roboskî Katliamı da bu amacın sonuçlarından sadece biriydi. Roboskî’de
çocukların ve sivil halkın katledilmesi toplum vicdanında derin bir yara
bırakmıştır. Ve yüzleşme olmadıkça, Roboskî’ye adalet gelmedikçe de bu yara
kabuk da bağlamayacaktır. Kurdistan coğrafyası geçmişten günümüze hep
bitmek-tükenmek bilmeyen acıların, katliamların ve faili meçhul cinayetlerin
coğrafyası olmuştur. savaş ve çözümsüzlük politikalarındaki ısrar tıpkı
Roboskî’de olduğu gibi şuana kadar büyük acılara yol açtı. Bu gerçeklik bugün
hemen yanı başımızda Rojava topraklarında yaşanıyor. Bu anlayış bugün Rojava
halklarının ‘barış ve özgürlük’ taleplerini katliamlarla hedef alarak kendisini
yaşatmaya çalışmaktadır. Bu nedenle diyoruz ki; ‘’Roboskî toplumun vicdanına
hitap eden bir sınavdı. Ve şimdi Rojava’da aynı sınavla karşı karşıyayız. Bu
bağlamda Roboskî’lerin tekrarı olmaması adına Rojava’ya sahip çıkmak toplumsal bir görevdir.’’ Unutulmamalıdır ki, her kayıp, bir insanlık dramıdır ve
her kayıp, sorumluluk taşıyanların hesap vermesini bekler.
Bu doğrultuda, Roboskî ve diğer tüm katliamların temel nedeni olan Kürt
sorununa salt güvenlikçi politikalarla yaklaşmaktan artık vazgeçilmedir. Ancak
görüyoruz ki, aradan geçen 13 yıla rağmen siyasal iktidarın Roboskî
tahammülsüzlüğü hala devam etmektedir. Roboskî-Der’in kapatılması, Roboskî
Anıtı’nın işgalci kayyımlar eliyle yıkılması bu tahammülsüzlüğün en çarpıcı
şekilde gözle önüne serdi. Kürt düşmanlığı üzerine kurulu bu tahammülsüzlüğün
temelinde hafızasızlaştırma arayışı olduğu unutulmamalıdır. İnsanlık dışı
uygulamaları yok saymak, unutturmak ya da üstünü kapatmak mümkün
değildir. Sadece geçmişle değil, bugün yaşananlarla da yüzleşmek, hakikatleri
ortaya çıkarmak vazgeçmeyeceğimiz bir amaçtır. Roboski Katliamı’nın
üzerinden ne kadar zaman geçerse geçsin, bu katliamın failleri yargı önüne
çıkarılarak cezalandırılmadan kalıcı, adil ve onarıcı bir toplumsal huzur
sağlanamayacaktır. Bu doğrultuda bir kez daha vurguluyoruz; Belleğimizde
derin bir iz bırakan Roboskî katliamında hakikat ortaya çıkarılmalı ve failler
tespit edilerek hesap verilmelidir! Yüzleşme gerçekleşmedikçe de ‘’Roboskî için
adalet’’ demeye devam edeceğiz! " dedi.
Basın açıklaması olaysız bir şekilde sona erdi.